DANIŞMANLIKLAR
-
EĞİTİMLER

DOĞUM HARİTASI BİZE NE ANLATIYOR?

​

Doğum haritası ruhun haritasıdır, doğduğumuz anda gökyüzündeki an’ın fotoğrafıdır ve o fotoğraf bizim yaşam yolculuğumuzun tohumudur. Ruhumuz, yaşam boyunca o tohumun açılmasına şahitlik eder.

 

Ruhumuz, alt benlik ve üst benlikten oluşan bir bütündür; başka bir deyişle bilinçaltı enerjileri ve bilinçli farkındalık arasında gidip gelir. Bizler, yaşam amacımızı öğrenmek üzere temellenmiş eğitim yeri olan bu planda ilerlemeye çalışırız. Bu öğrenmeyi yakalamak ve proses etmek için Ruhumuzun Öz’ü, çocukluk evresinden itibaren perdelenmeye başlar ve yaşam yolunda biz, hep o perdeyi kaldırıp

ruhumuzun öz bilgisine kavuşmak için öğrenmeler yaşarız.

 

Daha anne rahmindeyken aileden akan enerjiler, doğduğumuz an itibariyle büyüdüğümüz aile ortamı, çocukluk evresi ve içinde bulunduğumuz çevrenin kodlamaları ile alt benlik dolmaya başlar. Bu yüzden üst benlik ile yavaş yavaş birliği yitiririz. Oysa üst benlik bizim öz bilgimiz ve ruhsal rehberimizdir.

Yaşam yolumuz, alt benlikten üst benliğe geçmek üzere deneyimlerle doludur ve

herkes kendi potansiyeli ölçüsünde bunu zamanla deneyimler.

 

Carl Gustav Jung der ki “Bilinçaltının farkında olmayan kişi, başına her gelen şeyi kader zanneder.”

 

Doğum haritamız bize, ruhumuzun, benliğimizin, düşüncelerimizin, kalbimizin, özümüzün nasıl olduğunu; geliştirmemiz gereken güçlü yanlarımızı ve yönetmemiz gereken zaaflarımızı, nasıl sınavlardan geçeceğimizi, şans ve fırsatlarımızı, alt benlikten gelen kaygı ve korkularımızı, gezegen ve burçların bize ne söylediğini ifade eden kimlik kartımızdır. Harita potansiyellerimizi öğrendikçe, haritamızla yüzleştikçe, iç gözlem yapıp kendimizi anladıkça, nerede nasıl davrandığımızı ve bu davranışlarının sonuçlarını nasıl deneyimlediğimizi anlamlandırdıkça, ALT BENLİK çözülmeye başlar ve idrak ile birlikte üst benlik yavaş yavaş ortaya çıkar. Üst benlik ortaya çıktıkça haritamızın potansiyelini artık gölge

taraftan değil, istidat tarafından çalıştırmaya başlarız.

​

KİŞİNİN KENDİNİ KEŞFETMESİ, hata ve eksiklerini bulması değil, dışarıdan içe doğru bir iç gözlem hali ile kendini bulması, zanlardan ve alt kimliklerden sıyrılması ve yaşam amacına doğru ilerlemesidir. Böylece DIŞTAN İÇE BAŞLANAN ŞİFALANMA YOLCULUĞU, İÇTEN DIŞARI BİR İYİLEŞMEYE EVRİLİR.

​

KENDİNİ BİLEN KENDİNİ YÖNETİR, KENDİNİ BİLMEYEN İSE GÖLGELERİ TARAFINDAN YÖNETİLİR.

 

Bir şeyi fark etmek, şifalanmanın ilk adımıdır. Neler yapabileceğimizi ve yaptırım gücümüzü düşündürür. Bu düşünme bizi o yaralı yerimize odaklar ve bu odaklanma bize yeni işaretler, yeni bilgiler açar ve böylece hangi sorumlulukları alarak iyileştirebileceğimize dair kendiliğinden bir rota oluşur.

O rotanın ucunda her zaman idrak çalışır, idrak bizi üst bilince taşır;

böylece alt kimlikten doğal olarak bir çözülme yaşanır.

 

Doğum haritası bir kurtarıcı değil; uyarıcı ve yol gösterici rehberdir. Doğum haritası analizi doğru yapıldığında kişinin kendisini, haritası ile yüzleştiren, içinde saklı potansiyelini fark ettiren, kısır döngülerine anlam getiren ve üst benliğe doğru yol aldıran, böylece şifalanmaya yönelik adımları içselleştiren, içselleştirmeyle birlikte ruh, zihin ve beden dengesine rehberlik eden bir kılavuzdur.

 

Yaşam yolunuzu en güzel deneyimlerle aydınlatabilmeniz dileklerimle…